Bilgisayar ve internet teknolojilerinin gelişmesi ile pazarlama hizmetleri de hızla dijitalleşmeye başladı. Bu durum dijital medya kanallarına doğan ihtiyacı da beraberinde getirmiş oldu. Ancak durum her zaman bugün olduğu kadar parlak değildi.
Uzun vadede geriye baktığımızda geleneksel medya kanalları (gazeteler, dergiler, TV reklamları) ile bilinirlik odaklı reklamlar yapıyor ve bu reklamlardan elde ettiğimiz dönüşüm hakkında kesin bir bilgi sahibi olamıyorduk. Yaptığımız yatırımın geri dönüşü hakkında bilgi sahibi olmamamız ve reklam maliyetlerinin çok yüksek olması sebebiyle; reklam vermek sadece ekonomik olarak en güçlü markalara özgüydü ve pazardaki pastadan pay almak bugüne nazaran çok daha kolaydı.
Kısa vadede geriye baktığımızda ise dijital dünya ile tanışmıştık ancak henüz “data” ile tanışmadığımız için “hedefleme” “anlamlandırma” ve “optimizasyon” kavramları hayatımıza girmemişti. Bu dönemde sayfa trafiği yüksek web sitelerinden “trafiğin tamamı bizim kitlemiz olmamasına rağmen” 24 saatlik sabit satın alımlar yapmak haricinde başka alternatifimiz yoktu. Bu durum da reklam satın alınan sayfanın o gün üreteceği trafiğinin tamamını gösterim bazında satın almak durumunda olmamız anlamına geliyordu. Bir örnek vermek gerekirse, niş bir pazarda yeni hizmet vermeye başlayan X markasının Türkiye genelinde sadece 50.000 kişilik özel bir hedef kitlesi olsun. Bu marka 50.000 kişilik hedef kitlesine ulaşmak için bir web sitesine reklam vermeye karar veriyor, bu web sitesinin ana sayfasında satın alacağı reklamı 24 saatlik sabit satın alıyor ve sayfanın o gün ürettiği 3 milyon gösterimin tamamına ücret ödemeye de talip olmuş oluyor. Bunun yanı sıra kendi kitlesi olan 50.000 kişinin bu 3 milyon içerisinde ne kadar yer aldığını da bilemiyordu. Ancak yine de geleneksel medyaya nazaran; dijital dünyanın çok daha spesifik metriklerle ölçülebilir ve değerlendirilebilir olması sebebiyle hayatımızda kısa zamanda büyük bir yer edinmeyi başardı.
Günümüzde oldukça geniş bir alanı kaplayan dijital medya; bulut sürücülerinizdeki verilerinizden, 2rd-3th party yazılımlara, çeşitli reklam teknoloji ve modelleri üreten mecralardan, programatik’e ve bunların haricinde her gün hayatımıza giren ya da kullanımından vazgeçilen birçok trendi kapsıyor. Bu çeşitlilikte izlenen yollar farklı olsa bile neredeyse tamamı aynı amaca hizmet ediyor; her hangi bir “reklam alma teknolojisi” kullanan tüm web sitelerinde, istediğimiz hedef kitleye en düşük maliyetle istediğimiz zamanda ve istediğimiz şekilde ulaşma isteği.
Dijital medya bizlere; çeşitliliği her gün artan kanallar aracılığıyla hedef kitlemizle sürekli etkileşim içinde olma imkânı sağlıyor. Artık kitlelerin ne yaptıklarını ölçmek ya da adım adım görmekten ziyade bu kitleleri alt kırılımlarına ayırıp anlamlandırabiliyoruz. Bu durum da bizlere; istediğimiz lokasyondaki, yaştaki, cinsiyetteki, ilgi alanındaki, kategorideki ve hatta davranış alışkanlığındaki kişilere; istediğimiz zaman ve istediğimiz yerde en düşük maliyet ile “nokta atışı” ulaşma imkanı sunuyor. Bu süreçte yaşanan her adımı da raporlayabiliyor bu sayede her kuruşumuzu nerede ve nasıl harcadığımızı görmüş oluyoruz. Günün sonunda, bu yatırım karşılığında ne kazandığımızı görebiliyor, bu sayede yatırımlarımızı karlı kanallara kolay ve şeffaf bir şekilde yönlendirebiliyoruz. Yani artık ipler tamamıyla bizim elimizde. Dijital medya bizlere bunları sağlarken, her geçen gün daha da gelişiyor. Bizlere de sürekli gelişen dijital dünyada yerimizi almak ve dijital medya sayesinde çağın getirilerini çok daha hızlı bir şekilde yakalama fırsatından faydalanmak kalıyor.
Hâlihazırda bir işi olanlar ya da yeni bir iş kuracaklar için; dijital medyanın vazgeçilemez bir pazarlama aracı olduğundan yukarıda bahsettik. Bu alanında etkili olabilmek içinse bazı noktalara dikkat etmeniz gerekiyor;
Ve ihtiyaca göre çok daha fazlası…